CHEMTRAİL: UÇAKLARIN İZLERİ ZEHİR Mİ, OZON TABAKASINA TEDBİR Mİ?

Eğer duymadıysanız ve konu hakkında bilgiye sahip değilsiniz dört gözle okumanızı tavsiye ediyorum çünkü bu yazıyı okuduktan sonra üzerinizden geçen uçaklara çok dikkatli bakacaksınız.
Gündelik hayatta gözümüze birçok hareket eden uçak takılır ancak bu uçakların bazılarında arka bölümlerinden yoğun bir iz bırakarak geçen uçaklar görürüz.


Peki, neden yaparlar bunu hiç düşündünüz mü?
Gökyüzüne imzamızı atalım’’ demek için değil herhalde…
Aslında şu her zamanki her olayı “Polyanna” tavrıyla masumane açıklamalar ile anlatmaya çalışan “Bilir  Kişi” raporlarına bakılırsa arkasında iz bırakan uçaklarımız sadece “İlaçlama” yapıyorlar.
Türkiye’de ise 1995′ten beri gökyüzünden ilaçlanıyoruz…
Çoğu kişi bunları uçağın motorlarından çıkan buhar ya da kristal sanıyor.
Onlar sanmaya devam etsinler çünkü teknik veriler uçağın motorlarından çıkan kristallerin en geç 23 saniye içerisinde yok olacağını söylerken, bu malum uçakların arkasından çıkan bulutumsu izler saatlerce iz halinde kalabiliyor ve kaybolmayıp sıradan bulut halini alabiliyor.




Chemtrail aslında kimyasal bir ilaçlama, her ne kadar hava nemi ve uçağın yüksek uçuşundan yola çıkılarak iyimser şekilde bu izlere sebep olanın hava formasyonları olduğunu iddia etseler de, bu iddialar yapılan analizler sonucunda yersiz olduğu kanıtlanmaktadır.
Bu arada hemen hatırlatmakta fayda var bu kimyasal ilaçlamayı yapan uçaklar genellikle sabahın erken saatlerinde ve çok yüksek şekilde uçmaktadırlar. Türkiye’de ise bu yüksek uçuşlardan ötürü söz konusu uçakların hangi firmaya ait olduğu henüz tespit edilememiştir.


ABD’li gazeteci Will Thomas konu hakkında araştırma yapıyor ve ağır toksit metali olarak nitelediğimiz bu maddelerin özünün ne olduğunu araştırıyor.
Sonuç; Alüminyum ve Baryum
Peki, gökyüzünde uçakların saçtığı bu maddeler soluduğumuz havaya, içtiğimiz suya, yediklerimizi yetiştiren toprağa karışmıyor mu?
Hem de en âlâsından karışıyor…
Peki, karışıyorsa bunların insan sağlığına zararı nedir?
Hemen burada bir başka soru soralım;
Son yıllarda “ÇOK UNUTKAN OLDUM!” gibi şikâyetleriniz oluyor mu?
ABD’li araştırmacı ve biyolog Mangelis’e göre başta zekâ geriliği, unutkanlık, dalıp gitme, korku, endişe vs. gibi hastalıklara sebep oluyor.
Peki, bunu neden yapıyorlar?
Cevabı ABD Calgary Üniversitesi öğretim üyelerinden Jeomühendislik Bilim Dalı görevlisi David Keith versin. Şöyle diyor Bay David;
Bu küresel ısınmanın verdiği zararı önlemek için bir önlemdir. Atmosferi spreylemek tüm insanlığı tehlikeden kurtarmak gibidir. Bu, bazı insanlara zarar veriyor olsa bile. Kanser olan birine uygulanan kemoterapi zararlı olmasına rağmen kullanılıyorsa, atmosferi spreylemek de iklimi tedavi etmek için kullanılabilir.”
Gördünüz mü?
Atmosferi tedavi etmek için, birkaç insan ölecek diye atmosferi spreylemekten vazgeçemezler.
İlluminati isimli kitabımızda uzun uzadıya anlatmış ve dünya nüfusunu azaltmak için nasıl entrikalar çevirdiklerini gözler önüne sermiştik. Bakın adeta bizim tezimizi onaylarcasına ABD Başkanı Barack Obama’nın Bilim ve Teknoloji danışmanlığı görevini sürdüren John Holdren ne diyor;
Dünya nüfusu bilinçsizce çoğalıyor ve kaynaklar bu nüfusu idare edecek düzeyde değil. Dünya nüfusu kontrollü bir şekilde azaltılmalı.”
Tabii hemen burada ABD Bilim ve Teknoloji konsorsiyumunun da atmosferi şu malum uçaklarla spreyleme konusuna tam destek verdiğini hatırlatalım hemen. Ki o zaman bu ilaçlamaların ve içinde barındırdığı ağır metallerin neye, ne için, neden sebep verdiğini ve bu uygulamanın neden yapıldığını anlamış olalım.
Geçtiğimiz yıllarda toplu halde arı ölümleri ve yine toplu halde balık ölümleri haberleri ile çalkalanıyordu dört yan hatırlıyor musunuz?

O bölgelerde Rus biyolog Alexsandra Charminov Aliminyum, Baryum ve Strontiyum maddelerine  rastlamış. Hazırladığı rapora göre ise bu normal düzeyin 40.000 kat üzerinde ve arı ölümlerine sebep veren etken bu olmasının yanı sıra, söz konusu bölgede tekrar yaşamın oluşması uzun zaman alabilir.
ABD’li araştırmacı gazeteci Desiree Rover ‘ın sözleri ise oldukça ilginç;
Bu spreyler ile hayvanlar ölüyor ama insanlar da yaralanıyor. Uzun zamandan beri düşünmeyen insan yaratılıp, sonra da kısırlaştırmaya çalışacaklar.”
Peki, bugün “NEDEN BU İNSANLIK BÖYLE?” sorusunun cevabı bu olabilir mi?
NEDEN BU KADAR UMURSAMAZ MİLLET OLDUK?” sorusunun cevabı bu olabilir mi?
Rover’ın söylediği kısaca bu ki haksız da sayılmaz… Çünkü gerçekten okumuyor, düşünmüyoruz.
Ya gökyüzünde arkasında uzun bulutlar oluşturan bu uçaklar gerçekten bir silah ise?
Ya gerçekten insana zararlı kimyasallar salgılıyorlar ve nüfusu azaltmak içinse?
Laboratuar ortamında oluşturulmuş patojen barındırdığı belirlenen bu kimyasalların havaya salgılanmasının sebebi hastalık yaratıp sonra da sağlık sanayini harekete geçirmek ise?
Fazla mı paranoyağız? Neden? Her ayrıntıyı düşündüğümüz için mi?
Peki, etrafında ve dünyada olup bitenleri umursamayan ve tam da onların istediği gibi hiçbir şey düşünmeyenler?
Onlar nedir, biz paranoyak isek?
FBI üst düzey yöneticilerinden Ted Gunderson şöyle diyor;
Spreyleme insanlığı katletmekten başka bir şey değildir!”
Sanırız o da bir paranoyak…
Aslında tehlikenin çanları gökyüzünde kendini bariz göstererek belli ediyor ve bunu anlamak için Einstein kadar zeki olmaya da gerek yok. Gözünüzü biraz yukarılara kaldırın ve Mustafa Kemal Atatürk’ün en azından “İstikbal göklerdedir!” sözüne kulak verin de gökyüzüne bakın.
Zira baktığınızda H.A.A.R.Pprojelerinden bir tanesi olan Chamtrail uygulamasının her gün nasıl da haberimiz olmadan uygulandığını göreceksiniz.
Sonra kendinize yukarıda iddia ettiğimiz şu soruları sorun;
Toplumun çoğunluğunda bir boş vermişlik ve umursamazlık var mı?
Toplum düşünmekten ziyade yiyip, içmek ve eğlenmek olgularıyla hayatlarını devam ettiriyor mu?
Çevremizde unutkanlık hastalığı sık görülüyor mu?
İnsanlarda bıkkınlık, umursamazlık, ruhsal çöküntü mevcut mu?
Sağlık sorunlarının arasında bağışıklık sistemi ve boğaz enfeksiyonu sorunları sık görülüyor mu? (sık nezle olma, boğaz alerjisi vs.dahil)
İddialar tüm bunlara sebep olan önemli etkenlerden bir tanesinin Chamtrail uygulaması olduğu yönünde. Yetkililerden bu konuda elbetteki akl-i selim bir açıklama bekliyoruz ve umut ediyoruz ki yanılıyoruzdur. 


KURSAD BERKKAN

Not : HAARP, ANATOLİA YAYINLARI, 2013 baskısı kitabımızdan alıntıdır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar