Jöntürkler ve Ermenilerin İisyanlarına Karşılık II. Abdülhamit'in Ajanı Mustafa Kemal (Atatürk)

Osmanlı İmparatorluğu II. Abdulhamid'in tahta çıkmasıyla birlikte bir çok çevre rahatsızlığını aşikarane dile getiriyordu. 1895 yıllarından sonra pek çok Ermeni isyani bastırılmış yine Ermeniler ile birlikte olup Abdulhamid'in iktidarını devirmek isteyen kürt aşiretleri gibi pek çok etnik gruba da operasyon yapılmıştı. Yine "düşmanımın düşmanı benim dostumdur" düşüncesiyle hareket edenJöntürkler Abdulhamid'i devirmek yolunda her birlikteliği mübah görüyordu. 

Jöntürkler'in Paris teşkilatı lideri olan Ahmet Rıza Ermeni Devrimci Hınçak Partisinin lider kadrosuyla sık sık bir araya geliyor, ortak çıkarlar gözetilerek Abdulhamid'in tahttan indirilmesi gerektiği konuşuluyordu. Sadece Ahmet Rıza değil, başka bir Jöntürk lideri olan Tunalı Hilmi veMizancı Murad'da diğer bir Ermeni partisi olan Taşnak partisinin yetkilileri ile görüşmeler yapmaktaydı. 

1897 yılında Ahmet Rıza ve Tunalı Hilmi Cenevre'de adeta Ermeni karargahı gibi çalışan Troşaggazetesini ziyaret ettiler ve Abdulhamid'Rin istibdadına bir çözüm yolu aradılar ancak Abdulhamid'in kurduğu Yıldız İstihbarat Teşkilatı hafiyeleri (ajanları) bu toplantıdan padişahı haberdar etmişlerdi. Aynı yıl Jöntürkler'in İstanbul merkezleri gizlilikle yürütülen bir dizi operasyon neticesinde çökertildi. 

Ancak yakalanamayan ve örgütlenmelerinde masonik hücre yapılanmasını kullanan Jöntürkler rahat durmuyordu. İstanbul'da sabah saatlerinde ilginç şeyler yaşanıyordu. İstanbul surlarına "Abdulhamid'in baskıcı rejiminden kurtulmak" için "müslümanlara çağrı" adı altında Ermenilerle birleşilmesinin gerektiği anlatılan afişler asılmıştı. 

Bu olayın hemen arkasından 20 Ocak 1897'de Taşnak partili liderler her türlü muhalif güçlerle birlik kurmaya hazır olduklarını bildiriyordu ve işin daha da tuhafı Jöntürkler dönemin "Osmanlı Gazetesi" isimli neşriyatına ilan vererek "Milli ve dini ayrım yapmadan düşman İstibdat rejimine (Abdulhamid hükümetine) karşı birleşilmelidir." şeklinde beyanat veriyorlardı. 

1899 yılına gelindiğinde ise padişahın Sultan Abdulmecid'in kızı Seniha sultanla evli olan Mahmut Paşa ve oğlu Sebahaddin efendinin de Abdulhamid'e ihanet etmesiyle muhalif güçler yeni bir ivme kazandı. Damat Mahmut Paşa ve oğulları tüm muhalif güçleri aynı çatı altında toplamak için kongre yaparak birlik oluşturmaya çalıştılar. 


Abdulhamid han ve damat Mahmut paşa arasındaki sorun aslında çok öncelerine dayanıyordu ve Abdulhamid onun köklü bir ihanet içerisinde olduğunu düşünüyordu. Abdulhamid yine istihbarat teşkilatı sayesinde topladığı bir çok jurnal ile Mahmut Paşa'nın isyancı güçler ile gizliden birliktelik kurduğunu, Abdulhamid'in gizli düşmanı gibi çalıştığını öğrenmişti. 

Abdulhamid'in tahttan indirilmesi için çalışan Aziz bey yönetimindeki Skelyar komitesi ile toplantılar yaparak aralarında faaliyet gösterildiği gerekcesiyle adliye nazırlığı görevinden alındı. Ancak daha sonra Abdulhamid kendisini affetti ve kendisine Evkaf Nazırlığı görevi verilmesini uygun gördüyse de kabul etmedi. Fakat bu kez İngilizler ile olan bağlantısı açığa çıkınca inkara yöneldi ve kendi kabuğuna çekilerek bir süre Âsaf müstear ismi ile şiirler yazmaya başladı. 

Mahmud Paşa İngilizler ile olan bağlantısını inkar etmişti ama Bağdat Demir Yolu ihalesi için başvuru açan Osmanlı hükümetininin ihaleyi İngiliz şirketine verilmesi için aracılık yapmaktan da geri durmadı. Hatta bu ihalenin bir Alman şirketine verilmesi üzerine padişahı eleştiren pek çok makale kaleme alarak tarafını açıkça belli etti. Ancak 1899 yılında ihanetini resmen öğrenen ve isyancı grupları teşkilatlandırdığı ortaya çıkan damat Mahmud Paşa iki oğlu  Prens Sabahattin ve Prens Lütfullah'la birlikte Marsilya'ya, oradan da Paris'e kaçmak zorunda kaldı. 

Damat Mahmud paşa ve oğulları tüm muhalif güçleri aynı çatı altında toplamak için kongre yaparak birlik oluşturmaya çalıştılar. Nihayet ilk kongre 4 Şubat 1902'de Paris'te toplandı ve başkanlığına Osmanlılardan Damat Mahmud Paşa'nın oğlu olan Prens Sabahattin, başkan yardımcılığına ise Rumlardan Satus, Ermenilerden ise Aharonyan getirilmişti. 

Bu kongre daha sonra bu kez Makedon Devrimci Örgütü silahlı örgüt tarafından Ocak 1903'te Selanik'te toplandı ve kongreden çıkan sonuca göre Abdulhamid'e karşı bir isyan başlatılacak ve tahttan inmesi sağlanacaktı. 20 Temmuz 1903'te kongrede alınan karar neticesinde bir isyan başlatıldı ve ağır bir direniş sergileyen isyancı grupları Osmanlı ordusu ancak üç ayda bastırabildi. 

Ancak Jöntürkler'de, Ermeniler'de durmak bilmiyordu ve 1906 yılına dek teşkilatlanmaya devam ettiler ve yine Selanik'te Eylül ayında "Osmanlı Hürriyet Cemiyeti" adı altında yeni bir teşkilat kurdular. Bu muhalif teşkilat III. Ordu subaylarını saflarına çekebilmek için çok uğraştı ve 1908 yılına kadar toplanmayı ve güçlerini artırmayı başardılar. 

Osmanlı'yı hasta adam olarak gören batı güçleri, Erkeniler, diğer etnik gruplar ve yerli hainler zümresi payitahtın yıkılması ve yeni bir rejimin getirilmesi için birlik olmuşlar saldırmaktaydılar. 31 Mart 1909 büyük isyanına doğru ilerliyordu süreç ve Jön Türkler ise büyük bir isyan için tertiplenmeye devam ediyordu. Abdulhamid ise Yıldız İstihbarat Teşkilatı hafiyeleri sayesinde bu tertiplerin pek çoğundan haberdar olsada bazen sadece izlemekle yetiniyordu. Jön Türkler'in Selanik'te ki merkezinde ise "devlet ebed müddet" diyen bir ajan vardı. 

Devletin bekası için Abdulhamid'e yardım eden yüzlerce ajandan biri idi o. 

O kişi 31 Mart 1909 İsyan hazırlıklarının hemen hemen bir çok merhalesini padişaha bilgiler vererek tedbirlerin alınmasını sağlayan kişiydi. 

Ve o kişi 31 Mart 1909 tarihinde büyük isyanı bastırmak üzere YILDIRIM HAREKAT ORDUSU komutanı olarak isyancıların üzerine ordusuyla birlikte Abdulhamid'in emri ile yürüdü...

O kişinin adı MUSTAFA KEMAL'di...

KURSAD BERKKAN

Yorum Gönder

0 Yorumlar