KOZMİK YARATILIŞ; RUHANİ BİR VARLIĞIN GİZEMLİ SÖZLERİ

Ve Allah şöyle buyuruyordu;

Sizleri biz yarattık, yine de bu yaratılışı onaylamayacak mısınız? (Vakıa Suresi 57)

Şimdi rahimlere (üretken moleküllere) dökmekte olduğumuz meniyi (yaratım enerjisinin taşıyıcısını) gördünüz mü? (Vakıa Suresi 58)

Onu sizler mi yaratıyorsunuz, yoksa bizler mi yaratıcıyız? (Vakıa Suresi 59)

Evet, evrenin ulu mimarı Allah,  3. Boyutta bedenlenmiş yaratılmışlar için birçoğunda olduğu gibi ibret vesikası olan, Vakıa suresindeki ayetler ile bütünleşik titreşim düzeyinde bulunan varlıkları, hep bir boyutta yaratmıştır.

Bunun yanı sıra yine farklı boyut frekanslarında olan yaratılmışlarla da bir yansıma gibi aynı ortamı paylaşmamızı vesile kılmıştır.

Kozmik bedenlerimiz ayette de belirtildiği üzere TEK olan yaratıcının himayesi ve izni dâhilinde kutsal metinde geçen “Meni” ismi verilen yaratım enerjisini taşıyan araç sayesinde, üretken moleküllerin (kadının doğurganlığını sağlayan) salgıladığı birçok moleküllerin “Tek’e Birleşim”dediğimiz bir noktaya doğru yol alırlar.

Bilimsel gen araştırmaları göstermiştir ki kozmik bedenlerimizde yaklaşık olarak 96 trilyon ayrı hücre bulunmaktadır. Bu hücrelerin üretken moleküller tarafından “BİR” araya getirilmesini sağlayan ise “TEK” bir hücredir.

Fakat hemen belirtmekte fayda var ki “BİR” olan hücrelerin “TEK” olan ve 3. Boyuta geçiş yapan“BEBEK” dediğimiz kozmik bedenin “TEK”e varımına en önemli etken ise gen biliminde “Sperm Hücresi” olarak isimlendirilen yine bir “TEK” vasıtası ile oluşmuş çoğul hücrelerin farklı oluşumlar adına görevli olduğu özel bir hücrenin, dişil varlıktaki “Yumurta Hücresi” olarak anılan hücrelerin “BİR” olarak birleşiminden meydana gelmektedir.

Bu birleşim neticesinde üretken moleküllerin tarlasında “Yaşam” ismi verdiğimiz titreşim boyutuna ulaşırlar ve “İlk Hasat” dediğimiz (doğum) bir tekâmül boyutuna ulaşırlar. Bu boyutta artık Allah’ın“OL” emri ile molekülleri vesile kılarak “Yaratım” mucizesi oluşur ve insan 3. Boyut tekâmülüne eriştiğinde “Anne” dediğimiz bizden önceki kozmik bedenden yeni boyutuna geçiş yapar. Bu boyut artık onun varoluşudur ve yine dinsel metinlerde “Özgür İrade” dediğimiz kendi âlemine açılan ilk kapıdan geçmiş olur.

Hücrelerin “TEK” olarak birleşiminde bir sonsuzluk vardır ki bugünkü bilim dünyası halen daha hücrelerin kozmik bedenlerimizdeki sayısını net olarak bulamamıştır. Sonsuzluktan başlayarak“TEK” olanda hâlleniriz. Bu hâl dediğimiz devinim ise suretlerimizin varoluşudur ki bakın yine “TEK” olan yaratıcı ne diyor;

‘‘Döl yataklarında size dilediği gibi suret veren O’dur.’’  (Al-i İmran Suresi, 6)

Yeni kozmik bedenimiz ile ruh oluşur ve ilk tekâmülünü tamamlar, ancak bu yeni bir başlangıçtır. Kozmik beden önündeki uzun ve yokuş bir yolda ilerlemeye devam eder. Bulunduğunuz başlangıç noktası büyükçe bir tepenin eteğidir. Tek olandan çoğula oluşum sağlayan hücrelerin birleşmeleri sonucu bu dağın eteğinde yeni bir yolculuğa çıkan kozmik beden dağın tepesine ulaşacağı merhalede daimi olarak ruhun yardımına ihtiyaç duyar.

Ruh ise kozmik bedenin çıkış sürecinde karşılaştığı etkileşimlerden beslenerek verdiği desteğe devam eder. Düşünün ki size hep yardımcı olan bir arkadaşınız var ve sizin alışkanlıklarınızdan etkilendi ve o da eroin kullanmaya başladı. Bu ikinizi de kötü bir sona ulaştıracaktır ve eroin o arkadaşınızın bir zaman sonra size destek vermemesini sağlayacaktır. Bu desteğin kesildiği zaman dilimi “Ölüm” dediğimiz kavramdır.

Fakat ilahi realiteler ile ruhu beslemeye çalışır, 18 bin âlem içerisinde diğer âlemleri anlar ve aslında kozmik bir şifre olan Kur’an-ı Kerim’i çözmeye çalışırsanız ruhunuz doğru şekilde beslenecektir ve bu da sizi sağlıklı bir kozmik bedene kavuşturacaktır. Dağın tepesine ulaştığınız “İLK HASAT”dediğimiz ve halk arasında “Ecel” olarak bilinen döneme ulaşmış olursunuz. Bu noktada önemli olan ruhunuzu doğru tekâmüller ile zirveye ulaştırmaktır. Biz pozitif bakarak doğru şekilde tepeye ulaştığınızı düşünelim ve devam edelim.

Tepe noktasında gerçekleşen “İLK HASAT” (ölüm) sonrası zaten taşıyıcı olan kozmik bedeni terk edersiniz ve yeni bir boyuta geçiş yaparsınız. Bu boyut ise kutsal kitapta “MAHŞER” dediğimiz vaktin dolmasını sağlayacak 5. Boyut geçişi ile sürer.

Sonuç olarak söyleyeceğimiz şudur ki kozmik bedeniniz size bir emanettir ve onu BAŞKA TANRILAR İCAT EDEREK ve başka bilinç düzeylerinin olduğuna inanıp ruhunuzun tekâmülündeki arayışınızı suistimal edecek olan diğer boyutlardaki meskûn negatif varlıkların bu suistimaline izin vermeyin.

(Uzaylı tanrılar konusunda yazmış olduğumuz yazımızı okumanızı tavsiye ederim. Şu linkten ulaşabilirsiniz)


Konumuzun başında belirttiğimiz gibi “TEK” olan hücrelerin birleşiminden yine “TEK” olan kozmik beden “İNSAN” seviyesine ulaştığınızı ve bir insanda sonsuz hücre olduğunu unutmayın.

Şunu diyoruz ki “TEK” olandan, “SONSUZ OLANA” geldiniz ve tepenin en üst seviyesi “İLK HASAT” (ölüm) seviyesine ulaştığınızda, diğer boyutlara geçiş yapacak ve bu süreçlerin sonunda yine “TEK” olana döndürüleceksiniz.

Görüleceği üzere DBRN-S isimli varlıkta yine bize bildirilen Kur’an ayetlerine bağlı kalarak yaratılışın tanımını kendi bilinç düzeyini bizim bilinç düzeyimize eşitleyerek yapıyor ve ana temel nokta Kur’an merkezli olması ve TEK olan yaratıcıya inanıyor olmaları.


KURSAD BERKKAN

Yorum Gönder

0 Yorumlar