TAPINAK ŞÖVALYELERİ SIRRIN PEŞİNDE(!)

Tapınakçılar ile ilgili olan yazılarımız iki bölümdür. Bu nedenle konuyu ilk konudan itibaren okumak anlaşılması bakımından daha sağlıklı olacaktır. Okumayan dostlarımızın aşağıdaki linkten bu konunun birinci bölümü olan konuyu okumalarını istirham ediyoruz;


Konuya iyi niyetle yaklaşan birçok araştırmacı öncelikli olarak 9 efsane şövalyenin maksadını, Kudüslü hacıları korumak olarak düşünmüştür. Ancak konunun derinine inildiğinde gerçeğin hiçte öyle olmadığı görülmektedir. Tapınak Şövalyeleri’nin büyük sırrına, araştırdıkça vakıf oluyorsunuz. Şimdi size o derin sırdan bahsedelim;

Tapınak Şövalyeleri daha öncede bahsettiğimiz üzere “Kudüslü Hacıları Koruma” görevini yürütüyorlardı. Her ne kadar Hayfa’dan Kudüs’e kadar olan büyük bir bölgeyi dokuz şövalyenin koruması imkânsız olsa bile, onlar görevlerinin bu olduğunu iddia ediyordu. Fakat bu görevleri sadece göstermelik bir görevdi ve asılda ise Süleyman Tapınağı’nın altında kazı yapmaktaydılar. Süleyman Tapınağı altında yapılan kazılar uzun tüneller oluşturmaktaydı. Öyle ki; İsrailli bir arkeolog bu tünellerle ilgili olarak şunları söylüyordu;

Tünel, güneydeki duvardan içeriye doğru taş yığınlarının kapattığı yere kadar otuz metre uzanıyor. Daha da uzun olduğunu biliyoruz ama kazı yapma iznini, şu an Müslümanların yönetiminde olan Tapınak Tepesi’nin sınırlarını delmemek kaydıyla asıl Müslüman yetkililerin haberi olmadan aldığımız için kazıya devam edemiyoruz. Bu noktada sadece tünelin açığa çıkan kısmını ölçmemize ve fotoğrafını çekmemize izin veriyorlar. İşimizi tamamlarken… tünelin çıkışını taşlarla kapattık”(19)


Bu rapordan da anlaşılıyor ki; görevlerinin hacıları korumak olduğunu iddia eden dokuz şövalye, aslında hem Kral II.Baldwin’i hem de diğer inanan halkı kandırmıştı. Kendilerine özel mülk tahsis edip, devlet kasasından yardım sağladığı 9 Şövalye, Kral II.Baldwin’e ihanet ediyordu. Ancak ne yazık ki; Baldwin bunu asla öğrenemeyecek ve öylece dünyaya gözlerini yumacaktı. Şövalyelerin bu gizli amaçları hakkında pek çok görüş vardır.

Fakat ortak kanaat; onların Hıristiyan hacıları korumak gibi bir niyetlerinin olmadığı ve gerçek görevlerini kamufle etmek için uydurulmuş bir yalan olduğudur. Konuyla ilgilenen bir çok yazar da bu fikirdedir. Örneğin; ünlü Mason üstadı Albert Pike, 9 Şövalyenin gizli görevi için şunları söylemektedir;

"1118'de, aralarında Geoffroi de Saint-Omar ve Hugues de Payens'in bulunduğu, Doğu'daki dokuz Haçlı şövalyesi kendilerini dine adadılar ve Photius zamanından beri Roma'nın dinsel otoritesine gizli ya da açık daima düşmanlık gösteren bir Piskoposluk olan Constantinople'nin Patriğinin önünde ant içtiler. Tampliyeler'in ilan edilen görevi, kutsal yerleri ziyarete gelen Hristiyanları korumaktı. Gizli amaçları ise, Ezekiel'in haber verdiği modele uygun olarak Süleyman Tapınağını yeniden inşa etmekti... Tapınakçılar, en baştan beri Roma'nın (Papalık) ve onun krallarının egemenliğine karşıydı. Amaçları, zenginlik ve güç elde etmek ve gerekirse savaşarak Kabalistik dogmayı yerleştirmekti." (20)

Yine Masonlukla ilgili derin ve geniş araştırmalarda bulunmuş iki yazar Christopher Knight ve Robert Lomas’ın, ‘’Hiram’ın Anahtarı’’ isimli eserlerinde konuyla ilgili olarak şunları yazmaktadırlar;

"Tapınakçıların kurucularının herhangi bir zaman hacılara koruma sağladıklarına dair hiçbir kanıt yoktur, ama öte yandan Herod Tapınağı'nın (Süleyman Tapınağı'nın yeniden inşa edilmiş hali) yıkıntıları altında yoğun araştırma kazıları yaptıklarına dair son derece ikna edici kanıtlar buluyoruz."


Yine konuyla ilgilenen Fransız Tarihçi Gaetan Delaforge şunları yazmaktadır;

"(Tapınakçılar tarikatını kuran) Dokuz şövalyenin gerçek amacı, Yahudiliğin ve Eski Mısır'ın gizli geleneklerinin özünü içeren kalıntılar ve yazıları bulabilmek için bölgede araştırma yapmaktı. Bu özel görevi yerine getirdiklerine hiç kuşku yoktur"

Görüldüğü üzere birçok yazar, dokuz şövalyenin asıl maksadının Süleyman Tapınağı’nda kazı yapmak olduğu, sonucuna varmıştır. Tapınak şövalyeleri uzun yıllar bu kazılarına devam ettiler ve aradıkları ise Süleyman Tapınağı’nın altında olduğu iddia edilen Süleyman Hazinesi olabilir miydi?

Bazı araştırmacılar Tapınak Şövalyeleri’nin aradığının Süleyman Hazinesi olduğunu söylese de 9 şövalyenin asıl aradığının, üç bin yıl önce inşa edildiğine inanılan tapınağın altında bulunması muhtemel olan “Kutsal Ahit Sandığı” olduğudur.

Biz de edindiğimiz bilgiler ışığında bu iddiayı destekliyoruz ve diyoruz ki; Dokuz Şövalye “Kutsal Ahit Sandığı”nın peşindeydi ve tünelleri bu yüzden kazıyorlardı. Fakat tapınakçılar hakkında yapılan araştırmalar göstermiştir ki; onlar “Kutsal Ahit Sandığı”na asla erişememişlerdir. Tapınakçılar her ne kadar “Kutsal Ahit Sandığı”na erişememiş olsalar bile onların fikri ve dini görüşlerini değiştirebilecek düzeyde farklı bilgilere eriştikleri düşünülmektedir.

Buna kanıt ise Tapınakçıların Hristiyan görüşe mensup olmalarına rağmen, Hristiyanlık ile hiçbir alakası olmayan farklı görüş ve inanışlara yönelmeleridir. Bu durumu birçok araştırmacı, onların kazmakta oldukları tünellerde ele geçirdikleri düşünülen parşömenlere bağlamaktadır. Daha sonra gelişerek çok üst düzeyde maddi gelire kavuşan tapınakçılar, ilk 9 şövalyeden süre gelen geleneklerini de devam ettirmişlerdir. Farklı ritüeller eşliğinde bu geleneklere sahip çıkmışlardır. İşte bu gizli öğretinin “Kabbala” olduğu düşünülmektedir. İddiaya göre Tapınakçılar Kabbala öğretisini içinde barındıran ve Hz.Süleyman'a ait olduğu iddia edilen el yazmalarını bulmuşlardı. 

Başka bir yazımızda KABBALA konusunu incelemek üzere TAPINAK ŞOVALYELERİ yazımızı burada sonlandıralım

KURSAD BERKKAN

Yorum Gönder

0 Yorumlar