YENİ DÜNYA DÜZENİ 1. BASAMAK 11 EYLÜL (BÖLÜM 1)

Derin dünya devleti büyük komplosunun startını 11 Eylül 2001 günü vermiş ve İkiz Kuleler olarak anılan Dünya Ticaret Merkezine yapılacak büyük bir saldırı planlamıştı. Bu saldırı Ortadoğu’ya giriş kapısının anahtarıydı ve dünya literatürüne “Müslüman Teröristler” olarak geçecek olan damgayıda vuran ilk hareketti.

11 Eylül 2001 günü Dünya Ticaret Merkezine söylenenlere gore iki uçak çarptı ve ikiz kuleler yerle bir olarak çarpmanın şiddeti ile oldukları yere çöktü ve onlarca kişi bu saldırılarda hayatını kaybetti. Saldırıyı düzenleyenler ABD’nin kalbini hedef alan El-Kaide militanlarıydı çünkü liderleri Usame Bin Ladin ABD’nin en büyük düşmanlarından biriydi.

Afganistan’da saklanan Usame Bin Laden’in bu saldırıdan sonra deyim yerindeyse işi bitmişti ve oğul Bush yönetimindeki ABD hükümetinin sabrı taşmıştı. Bu küresel müslüman terrorist Usame ve El-Kaide örgütünü ortadan kaldırmak için harekat yapılacak ve gerekirse Afganistan işgal edilecekti.

Herşey planlandığı gibi gitti…

Afganistan 7 Ekim 2011’de başlayan saldırılar ile işgal edildi…

ABD, Afganistan’ı yerle bir etti…

1 Mayıs 2011 tarihinde CIA ajanlarınında yardımı ile operasyon yapıldı ve aranan fail Usame Bin Laden kendi evinde kıskıvrak yakalandı ve öldürülerek cesedi denize atıldı…

Yerseniz…

Evet böyle diyoruz çünkü derin dünya devletinin derin adamları tüm planları yapmışlar ve tüm planlar istedikleri gibi yürüyordu ancak o planların uygulayıcıları ilah-i adalet timsali attıkları her adımda tökezliyor ve geride kendilerini ele veren siyasi frikikler veriyorlardı.

Önce şu açıklamalara göz atalım;

11 Eylül 2001, saldırılardan hemen sonra…


***

Hiç kimse dünya ticaret merkezine uçakla saldırı yapılacağını tahmin edemezdi.

Condolizza Rice
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı

***

Saldırının yapılacağına dair çok işaret vardı

Donald Ramsfeld
ABD Savunma Bakanı

***

Saldırıyla ilgili hiç işaret yoktu.

Ari Fleischer
ABD Beyaz Saray Basın Danışmanı


Bunlar 11 Eylül saldırısından hemen sonra ABD’nin üst düzey yöneticilerinin yaptığı birbirinden tutarsız açıklamalar.

Peki tutarsızlıklar sadece bu kadar mı?

Tabi ki hayır…


Amerika Birleşik Devletleri tarihinde ilk kez yangından üç bina yıkılmıştı, bunlardan ikisi ikiz kuleler diğeri ise çok enteresan bir bina idi. Bu bina ikiz kulelere 90 metre uzaklıktaki devlete ait önemli bir ofis binasıydı. Bina tıpkı ikiz kuleler gibi olduğu yere çöktü ve yerle bir oldu.

Çöken bu üçüncü binadan ne Amerikan basını ne dünya basını hiç söz etmedi ve adeta görmezden geldiler. Aslında çöken bu üçüncü bina ikiz kulelerden daha önemli bir bina idi ancak Amerika’nın yerel gazeteleri haricinde ulusal yayın yapan gazete ve diğer medya kuruluşları çöken üçüncü binayı bir türlü haber olarak göremediler.

Bu binanın çökme gerekçesiyse İkiz kulelerin çökerken çıkardığı kıvılcımlardan alev alması sonucu yangına maruz kalarak olduğu yere çökmüştü.

Ne kadar garip değil mi?

İkiz kulelere uçak çarptı ve yangın sonucu olduğu yere yanarak çöktü, akşam sıralarında yaklaşık 17:20’de (beş yirmi) 47 katlı BTC-7 isimli bu gökdelen kulelerden saçılan alevlerden aniden tutuşarak yanmaya ve ardından çökmeye başladı.




Peki bu binanın özelliği nadir sizce?

Bu bina FBI, CIA, Dış İşleri Bakanlığı ve Vergi Dairesi’nin özel evrak deposu olarak kullanılan arşiv binası…

Derin oyunun kokuları burnunuza gelmeye başladı mı?

Devam edelim…

BTC-7 isimli bu devletin özel arşivi olan bina, çevresinde bir çok gökdelen varken üstelik çevresindeki gökdelenlerin arasına sıkışmış vaziyetteyken, hiçbir normal bina veya gökdelene yangın sirayet etmemişde, ede ede ABD’nin adeta gizli kasası konumundaki özel arşiv binasına sirayet etmiş ve tutuşturarak tam altı saniye içerisinde çökmesini sağlamış.

Duyda inanma!

Peki acaba Amerika’da yangın çıkan başka bina yokmuydu? Elbette vardı fakat yangın çıkan bu binalar asla çökmediler, müdahelelerden sonra hepsi yangın çıkan katlar söndürüldükten sonra dimdik ayakta kalmaya devam ettiler. Örneğin 14 Şubat 1975 yılında Trade Center isimli binanın 14. katında bir yangın çıktı ve yangın aşağıya doğru üç, yukarı doğru ise bir katı etkiledi ve onlarında yanmasına sebep oldu. Fakat büyüyen yangın hiç bir şekilde binanın çökmesine sebep olmadı ve bina günümüzde dahi halen dimdik ayakta durmaktadır.

Bugün yıl 2014 ve ABD topraklarındaki gizli arşiv binası ve ikiz kuleler gibi binalar son teknolojiler ile donatılarak yapılıyor veya güçlendiriliyor iken günümüzdeki binalar çöküyor ancak 1940’larda yapılıp 1975’te yangın çıkan binalar çökmüyorda, o güçlü binalar çöküyor.

Peki ABD’de İkiz kuleler gibi uçak çarpan başka bina var mı?

Elbette var… 28 Temmuz 1945 tarihinde B25 tipi bombarduman uçağı Empire State binasının 79. katına tıpkı ikiz kulelere çarpan uçaklar gibi sert bir şekilde çarpıyor. Ancak Empire State binası sadece yangına maruz kalıyor ve çökmüyor. Üstelik İkiz kulelerde çelik direkler varken Empire State binasında asla böyle bir malzeme bulunmuyor…


Peki şimdi size daha dehşet verici bir şey söyleyelim mi?

İkiz kulelere uçaklar çarptıktan bir sure sonra 6 ile 10 saniye arasında çöktü ve çelik kolonlarla güçlendirilmesine rağmen uçakların çarpma şiddetinden değil resmi açıklamalara göre çıkan yangından etkilendi ve bu çelik kolonlar eridiği için bir anda çöküverdi.

Şimdi gelelim dehşet verici gerçeğe…

Madrid’te 12 Şubat 2005 tarihinde tıpkı ikiz kuleler gibi çelik kolonlarla güçlendirilmiş olan 32 katlı Winston binasında yangın çıktı. Yangın öyle büyüktü ki tam tamına 23 saat boyunca yandı ve üstelik ikiz kuleler gibi tek katı değil tam 11 katı birden yangına maruz kaldı. Ancak 23 saat süren yangın boyunca bırakın yanmayan katları, yanan katlardaki çelik kolonlar asla erimedi ve binayı dimdik ayakta tutmayı başardı.

Yoksa ABD’li mühendisler ikiz kuleleri yaparken Çin malı çakma çelik kolonlarmı kullanmıştı?

Hiç sanmıyoruz çünkü ikiz kuleleri yapan mühendisler olaydan sonra açılan soruşturmada binada 203 ton çelik, 425 bin metreküp beton kullandıklarını açıkladılar.

İşin şakası bir yana 23 saat boyunca yanan Winston binasının 11 katı alevlere maruz kalmışken çökmedi, ancak ikiz kuleler 56 ve 103 dakika yandığı için çelik kolonları eriyerek yerle bir oldular.

11 Eylül günü ikiz kulelere uçaklar çarpıpta yıkıldıktan sonra yapılan incelemeler ve hazırlanan raporlar binaların jet yakıtlarının binaya akması ve ardından bu yakıtların alev alması ile yangın çıkması, daha sonra ise bu yangının çelik kolonları eritmesinden kaynaklandığını söylüyor.

Oysa görüntüler incelendiğinde görülüyor ki çarpma anında jetin yakıt deposu kuyruk kısmına yakın olduğundan çarpışta jetin hızı kesiliyor ve yakıt deposu uçağın kuyruk kısmına yakın olduğu için dışarıda kalıyor ve dışarıda patlıyor. Yani jetin yakıtı binaya değil dışarıya akıyor ve binaya değmiyor bile. Aşağıdaki görüntüde o patlama anını ve alevin farklı renginden yakıtın dışarıda patladığını ve dışarıya aktığını görebilirsiniz.




Diğer ilginç bir nokta ise kulelere çarpan uçakların kara kutular ki, bu kara kutular hiçbir zaman bulunamadı. – veya bulunmak istenmedi- Kara kutular bilinen kadari ile iki çeşittir, biri sesleri diğeri uçuş ile ilgili her türlü bilgiyi kaydeder.

Ne gariptir k bu karakutuların ikisi de hiç bir zaman bulunamadı…

Öyle ya 203 ton çeliği eriten bu yangına karakutular dayansın ki?

Fakat yangına dayanan başka bir maleme vardı ve bu malzeme çelikten bile daha sağlam yapılmış malzemeydi. Ne olduğun merak ediyor musunuz?

Söyleyelim… Kağıt…

Evet, evet yanlış duymadınız, 203 ton çelik erimiş olabilir ama bildiğiniz kağıt parçasından oluşan pasaport erimemiş ve FBI tarafından sapasağlam bulunmuş…


Afgan asıllı ve El-Kaide üyesi olduğu saptanan Satan el Sugami’ye ait olan pasaport önemli bir delil ve ABD’nin Afganistan’a girmesini sağlayacak anahtar niteliğinde olduğu için sapasağlam kalmayı başarmış.

Ve Afganistan’a girildi…

Aranan El-Kaide lideri Usame Bin Laden’di ve aslında o dönemin Diş İşleri Bakanı Condolizza Rice’ın da söylediği gibi “22 Ortadoğu ülkesinin sınırları değişecek” sözünün ilk adımıydı.

Kısacası 11 Eylül sadece bir komploydu…

KURSAD BERKKAN

Yorum Gönder

0 Yorumlar