17 AĞUSTOS DEPREMİNDE HAARP İZLERİ... İŞTE İLGİNÇ ANALİZ!

Kıymetli dostlar, bugün 17 Ağustos ve beton yığınlarının altına bedenlerini, yüreklerimize de hüzünlerimizi gömdüğümüz insanlarımıza gözyaşımızı sel olup akıttığımız gün bugün...

Bir yandan onların aziz ruhlarını yad ederken, diğer taraftan HAARP isimli bir kitap yayınlayarak bu depremin aslında HAARP teknolojisi ile olabileceğini, bunun mümkün olduğunu, bilimsel açıdan bir engeli olmadığını anlatmıştık. HAARP isimli kitabımızdan 17 AĞUSTOS DEPREMİ ile ilgili olan kısmı sizlere sunuyor ve depremde hayatını kaybeden herkes için dua bekliyorum.

17 AĞUSTOS DEPREMİNDE EBEDİYETE UĞURLADIĞIKLARIMIZ ANISINA...


Konumuza dönecek olursak Gölcük’te 17 Ağustos’ta gerçekleşen patlama, uğultu, gökte görülen kırmızı renkli dev alev topu ve sonrasındaki yer sarsıntıları Tunguska olayı ile büyük paralellik taşıyordu.

Hatta o dönemde Sabah gazetesinde bir makale yayınlayan Can Ataklı sismik bir bomba olabileceğine dikkat çekmişti ve köşe yazısında bir balıkçının ifadesine yer vermişti. O balıkçı basına yansıyan tanıklığında olay ile ilgili olarak şöyle diyordu;

“Tam deprem olurken göğe bir ateş topu yükseldi, gökyüzü aydınlandı, yıldızları tutacak gibi oldum.”

Peki, acaba Tesla’nın Tunguska’da kullandığı düşük frekanslı elektromanyetik ışınımla yüksek enerji naklini sağlaması ve açıklamalarında “bir bölgedeki tüm yaşamı yok edebilirim” dediği HAARP’in temelini oluşturan bir teknoloji mi kullanılmıştı?

Tesla’nın böyle bir teknolojiyi oluşturduğu ve bunu yapabileceğini kendi sözleriyle ortaya koymuştuk. Bugün Tesla’nın fikir babası olduğu H.A.A.R.P tesisinin böyle bir yapay deprem silahı olarak kullanılmadığını kim söyleyebilir?

Peki, acaba Gölcük depreminin gerçekleştiği sıralarda H.A.A.R.Ptesislerinde neler oluyordu? İyonosfer sıcaklığı ve hareketleri tespitini sağlayan cihazların ekranlarında neler vardı?

Sismik ağ kurulan bölgelerden biri olan Gölcük’teki sismik hareketler H.A.A.R.Pekranlarına nasıl yansımıştı?

Peki, ya yakın tarihte gerçekleşen ve İstanbul’da aniden ortaya çıkan, üstelik kaynağı belirlenemeyen şiddetli fırtınanın H.A.A.R.Pile bir bağlantısı olabilir miydi?

H.A.A.R.P ve İlluminati bağlantısına da geniş yer verdiğimiz İlluminati isimli kitabımızda bu konuyu inceleyerek şu analizlere yer vermiştik;



17 AĞUSTOS MARMARA DEPREMİNDE H.A.A.R.P SİLAHI MI KULLANILDI?


Şimdi 17 Ağustos 1999 Depremi’nin yapay bir deprem olduğu ve H.A.A.R.P ile yapıldığına dair önemli kaynaklar bulunmaktadır. Bunlarla ilgili en elle tutulur olanı ise Rusların yayınladığı Türkiye ve H.A.A.R.P silahı ile ilgili olan rapor. Konumuza devam etmeden önce gelin bu raporu inceleyelim;


“23 Ekim 2011

Bugün Kremlin’de Karadeniz donanmasından ‘flaş’ bir rapor alındı, buna göre Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesine karşılık olarak ABD korkulan “deprem silahları”ndan biriyle Türkiye’ye saldırdı.

Bu rapora göre Karadeniz’deki ve civarındaki Rus monitör istasyonları son 36 saatte iyonosferde “hızlı” bir ısınma gözlemeye başladılar, bu ısınma doğu Türkiye’yi vuran 7,3 büyüklüğündeki depremden birkaç saat önce zirveye ulaştı.

İyonosferin ısınmasının, ABD’nin tüm dünyada bulunan ve Alaska’daki ana üslerinden kontrol edilen H.A.A.R.P tesislerinden çalıştırılan “deprem silahlarının belirgin özelliği” olduğunu not etmek önemlidir ve bu silahın en son Mart ayında Japonya’ya karşı kullanıldığı ve 9,0 büyüklüğünde depreme neden olduğu belirlendi.

Rus donanma istihbaratı subayları bu saldırının amacının Iraklı kürt asilerin 4 gün önce 26 Türk askerini öldürmesine karşılık olarak geçen hafta Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesine “ciddi şekilde engel olmak” olduğunu söylüyor.

Bu rapor şöyle devam ediyor, ABD’nin “büyük korkusu” Türkiye’nin Irak’a girmesinin daha büyük bir Ortadoğu savaşına yol açacak olması, çünkü Türk ordusu kaynakları İsrail’deki kürtlerin artan gücünü suçluyor, ama halka “diğer güçler” olarak tanımlıyorlar.

Amerikan insanlarının bilmediği şey, ABD’nin Irak’ı istilasından kısa süre sonra yüzlerce İsrail özel kuvvetler birliklerinin, Türkiye, Suriye ve İran’a karşı bir “kuvvet üssü” inşa etmek için Kuzey Irak’ın kürt bölgesine akmasıdır. Bu geçen Ağustos’ta İran İsrail’in ayrıca kuzey Irak’a insansız hava araçları göndermeye başladığını bildirdi.”


Alaska’da konuşlu H.A.A.R.P merkezinin monitörlerinde deprem süreçlerinde bir takım gelişmeler yaşanır ve iyonosferin hareketlerine göre tespitler yapılır. Dahası yeryüzünde meydana gelen depremler an be an bu ekranlarda grafiksel olarak görülebilir. Hemen bir örnek verelim;

Japonya depremi hatırlayacağınız üzere 11 Mart’ta gerçekleşmişti, şimdi 11 Mart tarihine kadar H.A.A.R.P monitörlerinden yansıyan verilere göz atalım;





Bu veri 6 Mart 2011 tarihine ait bir veridir. Küçük bir kıpırdanma gözüküyor…





Görüntü 8 Mart tarihine aittir ve monitörlerdeki hareketlilik artmaktadır.





Görüleceği üzere veriler artık çıldırmış gibi…





  Burada ise depremin tam olduğu gün verilerde düşüşleri görüyoruz…


Yukarıda önemli bir ayrıntı dikkatinizi çekti mi? Deprem 9 Mart’ta 7,2 ile başlamıştı ve o tarihteki grafikteki yükselmeler gözle görülür cinstendi, inceledik… Peki, deprem anında tavan yapması gereken grafik, şayet normal deprem ise neden 11 Mart’taki grafikte tavan yapmadı da aniden düşmeye başladı?

Bunun tek bir açıklaması var çünkü bu normal bir deprem değil, yapay bir depremdir ve yapay olduğu için iyonosfere salgılanan elektromanyetik tetikleyicilerin gücü 10 Mart’ta kesilmiştir. 10 Mart’a kadar süren dalga sonucunda zaten titreşimler en yüksek seviyesine yine 10 Mart’ta ulaşmış ve 11 Mart günü iyonosferden yeryüzüne yansımıştır ve bu sebeple asıl deprem sinyallerin yansıdığı 11 Mart tarihinde olmuştur.

Yukarıdaki 11 Mart grafiğinde görüleceği üzere elektromanyetik sinyaller bir gün önceden kesildiği için deprem titreşimlerinin verileri düşmeye başlamıştır. Buradaki mantığı anladığınıza göre şimdi gelelim ülkemizi derinden yaralayan Marmara depremine;

Yine 17 Ağustos günü (1999) şiddetli bir şekilde sarsılmamıza sebep olan depremden üç gün önceye gidelim ve incelemeye başlayalım;



Bu görüntü 14 Ağustos gününe ait ve yine Japonya depreminin grafiklerinde gördüğümüz üzere hareketlenmeler yavaş yavaş başlamakta…
 





15 Ağustos grafiğinde göreceğiniz üzere, deprem geliyorum diyor…






Depremden bir gün öncesi yani 16 Ağustos 1999, deprem açıkça geliyorum diyor ve neredeyse en üst seviyede, bu resimdeki grafik böyle ise deprem gününün grafiği nasıldır değil mi?





Aşağıdaki görüntü de 17 Ağustos gününe ait yani depremin olduğu güne... 




şimdi bir de 18 Ağustos’a göz atalım, yani depremden bir gün sonraya…



Görebildiniz mi? Gördünüz evet ama bir gariplik var, 17 Ağustos grafiği ortada yok ve “No Data” yazıyor değil mi? Data yok, yani bilgi yok diyor bize H.A.A.R.P…

Sadece o mu?

Şimdi biraz geri dönün ve 16 Ağustos verilerine dikkatlice bakın…

Baktınız mı? Şimdi yine geri dönün ve 18 Ağustos verilerine bakın…

Ne gördünüz?

Eminim 16 Ağustos verilerinde akşam sekizden sonra veri olmadığını, engellendiğini ya da silindiğini, yine aynı şekilde depremden bir gün sonra yani 18 Ağustos verilerinin de akşam dörde (16.00) kadar olmadığını, silindiğini fark etmişsinizdir.

Zaten 17 Ağustos günü verilerinin yani deprem günü verilerinin hiç olmayışını söylemiyorum bile…

Peki, nerede veriler? Dünyada en küçük sarsıntıları bile kaydeden H.A.A.R.P teknolojisi, neden Türkiye’min ta ciğerini yakan bu depremi kaydetmemişti? Yoksa kaydetti de bilinçli olarak mı silindi?

Acaba silinmeseydi biz iyonosferin yüksek düzeyde elektromanyetik ısı yaydığını mı anlayacaktık?

Haydi, onu geçtim, depremin olduğu gün 17 Ağustos ve bir gün öncesi 16 Ağustos’ta İsrail ve Amerikan ekipleri sözde o bölgede elektro sismik haberleşme tatbikatları yapıyorlardı.

Neden o bölgede üstadım? Bu elektro sismik haberleşme tatbikatı dedikleri şey H.A.A.R.P silahının hazırlanma aşaması olmasın sakın?

Hatırlayın o günü, şöyle hafızanızda bir canlandırın ve o günün bütün telefon hatlarının dahi kesik olduğunu zihninize getirin. Yerin altındaki bir deprem uzayda bulunan uydulara nasıl zarar vermişti de iletişim hatlarının hemen tümü kesilmiş ve saatlerce açılmamıştı?

Hemen bize “Yoğunluktan hocam, herkes birbirini arıyordu” demeyin çünkü bu topu taca atmaktır. Acaba tüm hatların kesik olması iyonosferdeki elektromanyetik dalga boylarının artmasından ileri gelebilir mi?
Ya da ABD’nin ülkemizde sözde depremleri araştırmak ve önlemek için çalışmalar yaptığı biliniyor. Acaba ABD bu tektonik hareketleri neden inceliyor? Gerçekten depremleri incelemek için mi, yoksa H.A.A.R.P silahı kullanıldığında sonuçlarını kestirebilmek için mi?
Sorular çoğaltılabilir ancak cevaplar hep havada kalacaktır çünkü elde birçok veri ve kanıt olmasına rağmen devlet nezdinde bu konuya dair ne hazindir ki hiçbir araştırma ve inceleme yapılmamaktadır.

Konu hakkında bir dipnot geçmek isterim ki; Mel Gibson’ın başrolünü oynadığı “Komplo Teorisi” isimli bir film vardı ve bu filmde Jeery Fletcher karakterini canlandıran Mel Gibson, ABD başkanının Türkiye ziyareti sonrasında “Onlar” dediği bir grubun Türkiye’de deprem yaratacaklarını söylüyordu. Daha sonra filmin ilerleyen dakikalarında Türkiye’de 7,3 şiddetinde bir deprem yaşanıyordu.

Filmdeki ABD başkanının “onlar” dediği acaba İlluminati örgütü mü? “Deprem Yaratacaklar” dediği kelimeden kasıt acaba H.A.A.R.P projesi mi? 1997 yılında ABD yapımı olan bir filmin böylesine keskin bir kehanette bulunması sadece bir rastlantı mı?

Yo, hayır!

Rastlantı Diye Bir Şey YOKTUR!


KURSAD BERKKAN

HAARP isimli kitabımızda 17 Ağustos isimli bölümden küçük bir alıntı...



Yorum Gönder

0 Yorumlar